Günlük hayat hemen hemen herkesi boğuyor. Türkiye'nin acı gerçeklerinden birisi olan göç nedeniyle ülke nüfusunun çoğunluğu şehirlerde yaşıyor. Şehirler ise baştan sonra stres nedeni. Hal böyle olunca farklı bir yaşam istiyor insanlar. Kimbilir kaç kişinin bir karavan gördüğünde içi kıpır kıpır oluyor merak ediyorum?
Şahsen ben bir karavan gördüğümde moralim bozulur. Çünkü türlü hayalin ardından yine yaşamıma kaldığım yerden devam etmek zorunda olurum. Bu böyle de devam eder gider. Bir çok insan için de bunun böyle olduğunu düşünüyorum.Haydi bir karavan almaya gidelim :) |
İnsanlar sıkıntılılar. Borçları var taksit taksit. Örneğin yerleşik yaşama geçen insanoğlu için barınma ihtiyacı en temel ihtiyaçlardan. Ama devlet bu konuda pek adım atmıyor. Ortalama bir insan ev almak istediğinde maddi külfetler nedeniyle hayatı değişiyor adeta. Çalışan ancak nakit parası olmayanlar banka kredisi ile ev alıyorlar. On (10) yıllık taksit yükünün altına giriyorlar.
On yıl kredi ödemesi yapan bir insan eğer geliri ortalamanın üzerinde değilse apışıp kalıyor. Hiç bir yere hareket edemiyor diyelim daha doğrusu. On yıl hiç de az değil insan ömrü için. On yıl içinde belki de yirmi yıl gidiyor ömründen. Zaten iş hayatına yirmili yaşlarda başlıyorsun. Ardından mortgage gibi uzun kredilerle bir bakmışsın orta yaş bunalımındasın. Gerisi de zaten çoluk çocuk, iş stresi falan derken yaş hepten ilerliyor. Emeklilik yaşların da şanslı değilsen sağlık sorunu falan filan ile geçer gider.. Ne anladın hayattan..
İşte bu kısır döngüyü görenler özellikle stres yaşıyorlar. Ve onlar da benim gibi bir karavan gördüğünde heyecanlanıyorlar.
Yazık kardeşim çok yazık. İnsanlar mutlu olmalılar. Evet çalışacağız. Çok çalışacağız. Ama buna değecek bir kalitede yaşamımız olabilmeli. Bu işte bir yanlışlık var. İnsanlar çok çalışıp bir süre sonra rahata erebilmeli. Emeklilik yaşı bu kadar geç olunca insanda ne umut kalıyor ne de yaşama sevinci.
Başka bir hayat mümkün olmalı. İçinde en az bir karavan olan hayat..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder